Can Yürekli

Sığınak’ta Sonbahar

Eylül’ün bitip Sonbahar’ın artık kendisini göstermeye başladığı bir dönemde, Sığınak’ta heyecan verici gelişmeler yaşamaya başladık. Hikâyemiz biraz enteresan; nereden başlasam anlatmaya bilemedim.

“Man Cave yapacağız” diye çıktığımız bu yolculuğun, bugün 1000’den fazla Instagram takipçisine, 14 destekçiye (şimdilik) ve giderek büyüyen bir topluluğa dönüşmesi gerçekten insanı inanılmaz mutlu ediyor.

Her geçen gün gelişen bir derneğin kurucu üyesi olmak mı daha kıymetli, yoksa hayallerin yalnızca üç ay gibi kısa bir sürede bambaşka bir aşamaya evrilmesini görmek mi? Bunu hâlâ bilmiyorum.

Neyse, kafa ütülemem bitti. Gelelim “nasıl oldu bu iş?” kısmına…

Bir Gün Can, Mito’nun Yanına Gitmiş…

Mangallara Fısıldayan Adam Furkan, Mito ve Ben

Günlerden bir gün, şişman gözlüklü FRP’ci Can, Mito abisinin yanına gitmiş:
“Mittooo, Mittooo (Mert abi kızma sakın ha, ahahah!), ev tutsak FRP oynasak, kutu oyunu oynasak güzel olmaz mı? Ya da dernek açsak?” diye sormuş.
Mito biraz düşünmüş, ardından “Eyy Can! Gidelim de ev bakalım” demiş.

Şaka bir yana gerçekten ev bakıyorduk. Mert Ataman, ben (Şişman Regie) ve Barış ev ararken, bu konuyu arkadaşlara açmamızla beraber önce İzmirCon’da, sonra kendi aramızda “Bir dernek mi kursak acaba?” sorusu dillendi. Ardından fikir olgunlaştı ve Etimesgut’taki şimdiki iki katlı, teraslı mekânımızı bulduk.

Acı, Kan ve Gözyaşı (!)

3 Numaralı Oda’nın İnşaat Hali

Yeteri kadar acı, kan ve gözyaşı dökerseniz muhteşem bir dernek binanız olabiliyormuş, biliyor muydunuz sevgili okur?

Dernek binamızda sadece iş yerleri bulunduğundan, günlerce orada sabahladık. Masa, sandalye, kütüphane tamir ettik; çiğ köfte yedik, PlayStation oynadık, hep birlikte susuz kaldık, sıcakla mücadele ettik. Bu sırada Furkan bizi mangalla besledi. (Oha zenginliğe bak demeyin, yeterince inançla her şey mümkünmüş!)

Mito Dedi ki;
Ben burayı tuttuysam ilk gece oyun oynarım arkadaş!

Bu arada önemli not: Kerem’le beraber yerlerde yatıp mobilya tamir ettiğimiz görüntüleri koyacaktım ama yaz sıcağında çekildiği için göz ve okuma keyfinizi bozmasın diye vazgeçtim.

Üye olmayan ama her zaman yanımızda olan dostlarımız dört kat mobilya taşıdı, dernek duvarlarını süsledi. İnsanlarla günlerce mailleştik, çekinmeden destek istedik. Ve sonunda sponsorlarımızı bulduk.

Nihayetinde bugün:
– Bir avuç FRP ve kutu oyunları tutkunu olarak başladığımız,
– Yaz ortasında tüzüğünü onaylatıp açılışını yaptığımız,
Sığınak Rol Yapma ve Kutu Oyunları Derneği resmiyet kazandı.

Bugün ve Yarın

Süper Açmamış Mıyız Ama Ya?

Şimdi Ankara’da Sonbahar’ın getirdiği o soğuk ve nemli havayı ciğerlerime çekiyorum. Yaptığımız şeye dönüp bakıyorum: Üç ay gibi kısa bir sürede buraya geldiysek, daha neler yapabiliriz acaba?

Neyse, ikinci kısma geçerken “Silent Hill – Promise” dinlemeye başladım. İnternet sitesi, kurumsal iletişim, sosyal medya, sponsorlar ve influencer tarafında Mete, Barış ve ben çalışıyoruz. Genelde oynattığım FRP’ler korku temalı olduğu için bazen böyle enteresan müziklere dalıp gidiyorum. Yarın da oyun var, yeni sahneleri yazdım, bitirdim.

Derneği kurduğumuz ekiple ilk tanıştığımda söylediğim laflardan biriydi:
“Oğlum bizim kahveye giden babalarımızdan, amcalarımızdan farkımız ne? İkimiz de gelip oyun oynayıp çay kahve içiyoruz!”

Arada bir kendime “entelektüel panda” diyorum bu yüzden. Yanlış anlaşılmasın, kahveye giden insanlara lafım yok; hatta belki bazı oyunları oynasalar onlar da çok sevecekler. Ama zaman değişiyor, teknoloji gelişiyor. Bizim çocuklarımız da ileride bize böyle egzotik laflar edecek mi, merak etmiyor değilim.

Düşünün: günde ortalama 10 saat çalışan (minimum), 4 saat oyun oynayan, 2–4 saat sevdikleriyle vakit geçiren, 4–6 saat uyuyan bir nesilden bahsediyoruz. (Tabii İsmail Abi, Gökçe Abi, Mito ve Hasan Abi hariç… Derneğin “Elder”ları onlar; yüce bilgeler konseyi uyurken bile oyun oynayabiliyorlar.)

Yaşlanıyoruz be okuyucu… Bir sürü boş muhabbet yaptım, seni de kendime esir ettim. Eğer yazıyı buraya kadar üşenmeden okuduysan kendine bir plaket al, hediye et. Çünkü bu kadar okuyan insan gerçekten az kaldı. Sen süper bir insansın.

Şimdilik ilk yazım bu olsun. Sığınak internet sitesini takip etmeyi unutma. Absürt yazılar gelmeye devam edecek.

Şişman Regie

To Top